Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ekonomik gücü olan dünya gücüne sahiptir

www.ozguraysu.com.tr
23.06.2020
56
A+
A-

Ekonomik gücü olan dünya gücüne sahiptir. Bunu fark eden Yahudiler Banka ve Sigorta şirketleri kurarak tüm dünyada gücü elde etmeyi başardı. Örneğin İsrail, Önce mayını satıyor, sonra detektörünü satıyor. Sonra detektörün bulamadığı mayınlı sistemi icat ediyor. Sonra onu satıyor. Tabi bu sefer ona çare bulup sana satmıyor, pazarlık ediyor seninle dediğini yapacak mısın diye… Böylece ülkedeki hem döviz rezervini yok ediyorlar hem de bir süre sonra nerede duracağına nereye hareket edeceğine yön veriyorlar. Ülkedeki bütün önemli firmalara ya ortak oluyor yada satın alıyorlar eğer şirketini satmayan olursa dünyanın dört bir yanındaki Yahudi tüccarlar bu durumdan haberdar oluyor ve şirketin son kuruşuna kadar batsın diye mücadele ediyorlar. İç piyasanın canlı para akışını da ele geçirdikten sonra Yabancı marka hayranlığı politikasını bütün halka yayıyorlar. Devlete de bu konuda baskı yapıp yabancı yatırımcı gelsin diye politika oluşturup ithalatın arttırılması sağlanıyor. İthalat arttığında döviz rezervi daha da azalıyor. Döviz rezervi yeterince azaldığında iç piyasanın canlı para akışına etki eden yabancı menşeili firmalarında etkisiyle ülke ekonomisi artık nefes alamaz hale getiriliyor. Sonra bir gün geliyor devlet yetkililerine “Kendinizi bu kadar sıkıntıya sokmayın, biz size borç veririz” artık borç almaktan başka bir çare görmeyen devlet teklifi kabul ediyor. Devletin on eli varsa artık dokuzu Yahudilerin eline geçiyor. Borcu verirken, borca karşılık sadece faiz kabul edilmez, yanında onlarca belki de yüzlerce işlerine yarayacak politikaya uyulması istenir. Dünyanın neresinde para varsa orada Yahudi vardır, mesela IMF’in merkezi Amerika’dır ama tapınağı İsrail’dedir. Ülkenin tüm zerresine kadar iliştilerse kendi paranın değerinden, askeri gücünden, eğitiminden, adaletinden ve Refah seviyenden bahsetmen kendini kaldırmaktan başka bir şey değildir. Elin kolun bağlandığında çocukların tarihini yanlış öğrensin, tarih dersinde 100 yıldan öteye gidemesin diye politikalar geliştirilir. Derslerin içerikleri öylesine detaycı ve gerçek hayattan uzaktır ki, çocuklar büyüdüğünde eğitimli olup da bu sisteme dur diyemesin istenir. Sonra sıra adalete gelir, öyle bir zaman düşünün ki suçlu görülmeyen dışarı salınan bir kişi sosyal medya baskısıyla tekrar soruşturma başlatılıp içeri alınır. Adalet sistemi de bozulduktan sonra halka küçük küçük devlet kötü hükümet işini beceremiyor mesajları fısıldanır. Bir grup sosyal medyada görevlendirilir grup öylesine milliyetçi gözükür ki kimse onların gerçekte kime hizmet ettiğini anlayamaz. “Özgürlük İstiyoruz, Refah istiyoruz, Adalet istiyoruz…” sloganları artık dillere pelesenk olur. İç organlarına ve internet hizmetlerinde gücü olmayan ülkelerin hükümetleri isyan karşısında eli boş kalır ve Bahar adını koydukları iç savaşların başlaması sağlanır. Böylece satranç tahtasındaki taşların konumları arzu ettikleri gibi tekrar dizayn edilir. Bu tuzağı bir yerlerde görüp vazgeçmeye, karşı koymaya çalışan devletlerin hatta hükümetlerinin karşısına ise Büyük güç diye ifade ettikleri ABD’yi çıkarır başına bela ederler. Böylece yerli paran dolar karşısında değer kaybetsin diye sebep ararlar. Bir Rahibin alıkonulmasını bile ülkeler arası savaş durumuna getirirler. ABD bu işlerin maşası ise Yahudi lobileri de maşayı tutandır. Maşayı tutana emri verenler ise şeytanın hizmetkarları. Onlar ki, öylesine para ve güç aşığı ki ilk önce dinleri parçaladılar, yetmedi ırkları parçaladılar, parçalaya parçalaya mahalle mahalle bizi kavga ettirecek kadar böldüler. Bunlar da yetmedi şimdi damarlarımızda akan kanın DNA’sını parçalamaya başladılar. Mesela Size ilk önce tohum hediye edeler sizi tohuma alıştırırlar sonra ucuz fiyata satıp yerli tohumun kullanımını azaltırlar iyice o tohuma bağlı olduğunda tohumun DNA’sında değişiklik yapıp tohumu kısır hale getirirler ki sürekli onlara bağlı kal diye. Bu da yetmez tohumun DNA’sına bir küçük değişiklik daha yapar haşerelerin tohumlara, fidanlara saldırmasını sağlar buna gören köylü “ne oluyor böyle hemen ilaç atmam lazım” diye isyan eder. Tohumu satanlar hemen yetişir, “Bizde ilacı var” diye sana ilacı da satarlar. Artık bu kısır döngü olmuştur tarımı da ellerine teslim etmişsindir. Böylece hem dolar rezervini yine onların leyinde (ülkeden sürekli ürün almak için çıkıyor çıkıyor) hem de Genetiği Değiştirilmiş Ürünleri halkın yemesini sağlıyorsun. İnsan sağlığına verdiği zararlar resmi olarak açıklanmasa da uzaya arabanın gönderildiği teknoloji çağında Kansere çare bulunamamış olması şüphe verici bir şekilde Genetiği Değiştirilmiş Ürünleri akla getiriyor. Özellikle son yıllarda kısırlığın artması da nüfus kontrol sisteminin az da olsa arzu ettikleri yönde ilerliyor olduğunu gösteriyor. O yüzden ne diyoruz? Yerli Tohum, Yerli Ürün, Yerli Teknoloji, Yerli Para, Yerli Dil, İslam dini ve Vatan eşittir GÜÇ. Yerel üretim artarsa ihracat yapılır, ihracat artarsa döviz rezervi artar, döviz rezervi artarsa dış ticaret cari açığı azalır ve yerli paranın değeri artar. Yerli paranın değeri artarsa birilerine artık DUR! Diyebilirsin. Dur demek istiyorsan Yerli Malı haftasının neden yapıldığını çocuklara poğaça ve börek paylaşımından ibaret olmadığını anlatmaktan başlıyor. Güç için Yerli ve Güvenli Ürün…

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.